ERGENLİK
Bir annenin gözünden ERGENLİK:
“Son zamanlarda hırçınlaştı. Ders çalışmıyor. Sorumluluk duygusu yok. Canım sıkılıyor diyor. En küçük isteklerini bile sert bir dille bildiriyor. Kardeşlerini kızdırmaktan çok zevk alıyor. Şaştım kaldım nasıl davranacağımı bilemiyorum “
Bir babanın gözünden ERGENLİK:
“Her şeyini benimle paylaşırdı. Rahatça konuşurduk onunla. Artık hiç anlaşamıyoruz. İnternet, oyun, arkadaş derken derslerin aksatmaya başladı. Konuşmayı denedim siz bana yardımcı olamazsınız dedi. Annesini ve kardeşlerini sürekli azarlıyor, beni beğenmiyor. Yalan söylemeye ve eve geç gelmeye, gece sokağı çıkmaya başladı. İyice kaygılanmaya başladım.”
Bir gencin gözünden ERGENLİK:
“Özgürlüğümü elimden almak istiyorlar. Bir yandan büyüdün kazık gibi adam oldun diyorlar, diğer yandan da arkadaş seçimime bile karışıyorlar. Beni çocuk yerine koyuyorlar. Eve şu saatte geleceksin, akşam sokağa çıkmayacaksın. Dersini çalışacaksın. Yok, bilmem ne? Başımın etini yiyorlar. Ben onlarla arkadaş gibi olmak, her problemimi konuşmak istiyorum ama daha ağzımı açar açmaz bir sürü nasihat ve ben senin yaşındayken diye başlayan uzun uzun hikâyeler anlatıyorlar.”
ERGENLİK NEDİR?
Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan bir gelişme ve olgunlaşmanın yer aldığı, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir.
İnsan gelişimi fiziksel, cinsel, fizyolojik (hormonsal), duygusal, sosyal, zihinsel, kişisel ve ahlaki olmak üzere sekiz boyutta incelenebilir.
ERGENLİK DÖNEMLER İ
A-BULUĞ (ERİNLİK) VEYA ERGENLİĞİN BAŞLARI 10/12 YAŞ (KIZ)
13-15 YAŞ (ERKEK)
B-ERGENLİĞİN ORTALARI 14-16 YAŞ (KIZ)
15-17 YAŞ (ERKEK)
C-ERGENLİĞİN SONLARI 16/17-21 YAŞ (KIZ -ERKEK)
Fransız psikiyatr Dolto, ergenliği ikinci doğum olarak tanımlar. Doğum, fetus halinden bebekliğe geçişi, ergenlik de çocukluktan yetişkinliğe geçişi ifade eder. Dolto, ergenlerin tıpkı yaşamın başındaki bebekler gibi kırılgan ve dayanıksız olduklarını belirtir.
Tanımak ve tanımlamak, anlamak ve anlatmakla çok fazla ilgilendikleri, doğumdan beri getirdiklerimizi gelecekten beklentileriyle harmanlayıp bireyin kendini biçimlendirdiği bir köprüdür.
ERİNLİK DÖNEMİ
Erinlik dönemi, cinsel organların olgunlaştıkları sırada oldukça kısa süren fizyolojik değişiklikler evresi olarak görülür. Erinlik döneminde cinsel organlardaki gelişme, üreme fonksiyonuyla doğrudan ilgili olan temel cinsel özelliklerle, üreme fonksiyonuyla dolaylı ilgili olan ikincil cinsel özelliklerin görülme dönemidir.
Ergenlik döneminde kişide belirgin olarak hem fizyolojik hem de psikolojik değişmeler hızlı ve ardışık biçimde gözlenir. Fizyolojik açıdan hormon savaşlarının, psikolojik açıdan da kişilik savaşlarının verildiği bir dönemdir.
Kaçınılmaz olarak bu süreç içinde sıklıkla yaşadığı duygu ise, gerginlik ve buna dayalı kaygı yaşantılarıdır.
Bu dönemde kaygılar 2 ana temelde çıkar;
1. İçsel kaygılar; (Kendisine ve çevreye yönelik algılamaları nasıl adlandırdığı)
2. Çevresel (dışsal) kaygılar; genellikle sosyal kaygı nitelikli olup sosyal baskılar ve gelecekle ilgili yapılandırmaları ve müdahaleleri içerir.
Ergen, ani ve sonuçlarını hiç düşünmediği tepkiler verebilir. İnatçı, hoşgörüsüz olma, çabuk sinirlenme, başkalarını küçük görme, uzlaşmayı reddetme, keskin ve sert konuşma tarzı, saldırganlık, karşıt tepki geliştirme, bazen yalan söyleme, otoriteye ve kurallara karşı gelme gibi davranışlar gösterebilirler.
ERİNLİK DÖNEMİNDE EN ÇOK YAŞANILANLAR
FİZİKSEL GÖRÜNTÜSÜNE AŞIRI ODAKLANMA (Saç şekli- sivilceler- kilo vb.)
ARKADAŞLARININ YAŞAMINDAKİ EN ÖNEMLİ YERİ ALMASI
GRUBA AİDİYET İHTİYACI, ÇOK HIZLI DUYGU DURUM DEĞİŞİMLERİ
DİKKATİN DAĞINIKLIĞI – ODAĞININ BAŞKA ALANLARA ÇEVRİLİ OLMASI (Ör: Karşı cins)
KARŞI CİNSE OLAN İLGİ, AİLE ÇATIŞMALARI, AKADEMİK BAŞARI SORUNLARI, GELECEK KAYGISI
BİLİŞSEL GELİŞİMİ
SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ
Bedensel ve cinsel değişimlerle birlikte ergenlikte düşünme süreçleri değişir. Gittikçe artan biçimde geleceğe yönelik ve soyut düşüncelerle ilgili olurlar. İdealizm kazanırlar. Cinsellik, ahlak, din gibi konularla ilgili gerçekten kendilerine ait bir değerler takımı edinirler. 11-12 yaş dolaylarında başlayan mantıksal düşünmenin yetişkinler düzeyine ulaştığı bu döneme soyut işlemler dönemi denir. Zihninde birçok seçeneği gözden geçirip inceleyebilir, mantıksal sonuçlar çıkarabilir ve ister somut, ister soyut biçimde sunulsun, karmaşık sorunları sistemli bir biçimde çözebilirler.
ERGEN BENMERKEZCİLİĞİ
Ergen benmerkezci düşünce biçimi nedeniyle kendi inançlarının en doğru olduğunu sanmaktadır.
Ergenlik Dönemindeki bireyler soyut düşünme becerisinin de etkisiyle daha fazla kendilerine dönük olmaya başlarlar. Bununla bağlantılı olarak 2 tür inançları vardır;
Hayali seyirci inancı; Çevresindeki tüm insanların dikkatinin kendi üzerinde olduğuna ilişkin inançları vardır.
Kişisel Efsane inancı; Sadece kendisinin bu evrede olduğunu hissetmesi nedeniyle kendi düşünce ve duygularını özel ve biricik olarak görmesi
ERGENLİKTE KİŞİLİK GELİŞİMİ
Ergenin yaşadığı kişilik gelişimini bir örnekle açıklayacak olursak;
Bir duvarda çok büyük bir resim asılı olan karanlık bir odada bulunduğunuzu hayal edin. Resmin tamamını görüp zevkine varmayı istediğiniz halde elinizde yalnızca küçük bir cep feneri bulunmaktadır. Bütün çalışmayı görme olasılığınız açık bir şekilde çok zayıf olduğundan tek seçeneğiniz resmi parça parça incelemek ve bütün parçalara baktıktan sonra hayalinizde bu sanat eserinin bütününü yapılandırabilmeyi ümit etmektir.
Ergenlerin duygu, düşünce, tutum, davranış, eylem, amaç ve beklentileri üç katmandan oluşur.
Bunlar; temel kişilik yapısı, gençlik çağına özgü psiko-sosyal özellikler, gencin yaşadığı çevrenin sosyal, kültürel özellikleridir.
Bu üç katmanın oluşturduğu kişilik yapısı içinde, yerini arama çabasında olan genç, özdeşleşme, sorumluluk, özerklik sorunlarına çözüm arar.
Yabancılaşma
Bazı ergenler söz konusu baskıları uzlaştırma yolunda mücadele edecekleri yerde, bunlara yenik düşerek “yabancılaşma” durumuna girerler.
Ergenlik döneminde sıkça duygusal iniş ve çıkışlar olmaktadır. Bazen dünyanın harika bir yer olduğu düşüncesiyle kendini iyi hisseden ergen, bazen de hayatın berbat bir şey olduğunu düşünebilir. Bu düşünceler birkaç saat içinde değişebileceği gibi birkaç gün bile sürebilir.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BAŞARILMASI GEREKEN GELİŞİM GÖREVLERİ
Beden imgesini kabullenme ve bundan rahatsız olmamak,
Cinsel rolü kabullenme; ona göre davranışlar geliştirmek,
Duygusal bağımsızlığını kazanma, ebeveynlerden ayrı kendi başına karar verebilme (özerklik),
Arkadaşlık yeteneklerini geliştirme-Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkilerde başarılı olmak,
Ana babadan ve diğer yetişkinlerden ayrı duygusal bağımsızlığını kazanmak,
Kendi yaşam değerlerini ve bir etik sistemini oluşturmak,
Bir meslek seçmek ve ona hazırlanmak,
Evlilik ve aile yaşamı için hazırlanmak,
ERGENLİK DÖNEMİNDE EN SIK GÖRÜLEN SORUNLAR
EV-AİLE UYUMU SORUNLARI, TOPLUMSAL SORUNLAR, PSİKO-SEKSÜEL SORUNLAR, MORAL ve DİNİ SORUNLAR
AKADEMİK ve MESLEKİ SORUNLAR, ZAMANI DEĞERLENDİRME, ÖFKE PATLAMALARI,
BEDEN ALGISINDAKİ BOZUKLUKLAR, PERFORMANS KAYGISI, GELECEK KAYGISI, DEPRESYON VE İNTİHAR
BAĞIMLILIKLAR, YEME BOZUKLUKLARI, SUÇA YÖNELME-YASAL OLMAYAN GRUPLARA KATILMA
AİLELERE ÖNERİLERİMİZ
İyi bir dinleyici olmak, Artık çocuk gibi değil, bir birey olarak onlara yaklaşmak, Güven vermek
Başarılı izleme; İlgili olmak- sessizce ve hatta hiç belli etmeden yapılan izleme-takip. Arkadaşlarını ve bulunduğu ortamlarda sıkça beraber olduğu kişileri bilmek- tanımak
Ergenle iletişim kanallarını açık tutmak- İletişim becerilerini iyi kullanmak
Hayır, enflasyonu yerine kararlı tutarlı bir duruş sergilemek
Kuralların net anlaşılır ve uygulanır olması
Öğütler vermek yerine uygun zamanlarda sohbetler içinde kendi yaşam deneyimlerinizden ve duygularınızdan bahsetmek
Gözetimsiz saatleri en aza indirmek (Sizin gözetiminizde kendini iyi hissedebileceği spor- klüp- vb etkinlikler için zaman ve ortam yaratmak ve kendine ayıracağı bağımsız zamanlarla bunları iyi kombine etmek
Karar alma ve uygulama aşamasında onun yerine kararlar almak ve uygulamasını önermek yerine, karar alma sürecinde ve uygulamada yardımcı olmak
Söylediklerimiz ve uyguladıklarımız arasında çelişkiye yol açabilecek farklılıkların olmaması. Unutmayalım ki söylenenlerden daha fazla gördüklerini uygularlar.
Sevildiği mesajını düzenli, tutarlı ve abartmadan vermek. Hatalarında kişiliğini değil, davranışını eleştirmek ve daha fazla olumlu taraflarının altını çizmek,
Güven veren, sınırları net, tutarlı bir duruş sergilemek.
Sosyal ilişkilerinde genci kısıtlamaya çalışmak daha çok dışarı itme anlamına gelir. Aile ortamını kendisini rahat ifade edebileceği bir ortam olarak düzenlemek,
Aile ile ilgili karar alma ve uygulama mekanizmasına katmak. Bu, aidiyet ve değer verildiğini hissetmesini sağlar.
Sabırlı olmak ve onun maksadını anlamaya çalışmak, duygudaşlık kurmak.
Kendisine ait özel bir alanının/mahreminin olmasına fırsat vermek.