ENLER
Şubat 18, 2020PSİKOLOG ZEYNEP SANDALOĞLU
Şubat 18, 2020
28 kasım 1919'da Avukat Mehmet Ali Kısakürek'in yazdığı beyanname 100. Yılını kutladığımız Maraş Milli mücadelesinin en önemli vesikalarında birisidir. Bugüne kadar sadece Maraşlılara yazıldığını düşünerek okuduğumuz bu beyanname aslında "Alemi İslam'a hitap" diyerek bütün İslam alemine hitap eder. "Ey milleti Necibe-i Osmaniye" diye devam ederek, o gün işgal edilen ve bugün dahi sömürülmeye devam eden Osmanlı coğrafyasında yaşayan bütün mazlum milletlere seslenir. Sadece bu giriş bile bu beyannamenin ne kadar ulvi düşüncelerle yazıldığının en önemli göstergesidir. Bu beyanname işgal edilmiş bir şehirde dünyaya hitap ederek yazılmıştır. I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, evlatları şehit edilmiş bir milletin son kalesi olarak gördüğü Maraş Kalesi'nden alsancağı indirildiğinde bu beyanname yazılmıştır. " Ecdadının kanı pahasına fethettiği bir kal'anın burcu balasındaki alsancağı, yerine koyacak sen de birkaç yüz İslam gayreti hiç mi yok." Diyerek yenilmiş de olsalar silahları olmasa da orduları lağvedilmiş olsa da 1919 yılında yaşayan ecdadımıza tarihi sorumluluklarını hatırlatır. Beyanname aslında ne kadar onurlu, gururlu ve derin bir kültüre sahip olduğumuzun göstergesidir. Çünkü "iğtişaş" yani kargaşa yapmayalım " pür vekar-ü azametle" yani bize yakışan vakur bir duruşla bayrağımızı tekrar yerine dikelim cümleleri ile devam eder. Gerçekten o gün Cuma namazında Ulu Camide toplanan ecdadımız vakar ve azametle bayrağı Maraş kalesine dikerler. İşgal edildiği günlerde dahi alsancağın altında Maraş Kalesi'nde Cuma namazını kılarlar. İşte 28 Kasım 1919 tarihe "Hutbesi Ulu Cami'de namazı kalede kılınan cuma" olarak geçer. İstiklali yani özgürlüğü olmayan bir milletin namazı dahi sakıt olur anlayışıyla ecdadımız İslam'ın alsancağını Maraş kalesine dikmiştir.
Bugün Türkiye'de yaşayan her genç Maraş Kalesi'ni görmelidir. Bizim bir ve beraber olduğumuzu, ecdadımızın ve tarihin bize yüklediği sorumluluğu simgeleyen alsancağımızın gölgesinde büyük bir millet olduğumuzu yüreğinde hissetmelidir.
"Alemi İslam'a hitap"
Ey milleti Necibe-i Osmaniye! Vaktine hazır ol. Bin üç yüz küsur seneden beri Hazreti Allah'ı ve Peygamber-i zişan'ını hizmetin ile razı ettiğin bir din ölüyor. Yani ecdadının kanı pahasına fethettiği bir kal'anın burcu balasındaki alsancağın, bugün Fransızlar tarafından indirilip yerine kendi bandıraları konuldu. Şimdi acaba bunu yerine koyacak sen de birkaç yüz İslam gayreti hiç mi yok. İğtişaş arzu etmeyelim. Yalnız pür vekar-ü azamet olarak, ol alsancağımızı geri yerine koyalım. Tekrar kemal-i muhabbetle yerlerimize avdet edelim. Korkma, korkma seni buradaki birkaç Fransız kuvveti kıramaz. Sen mütevekkilen Allah'a kendi mevcudiyetini gösterecek olursan, değil birkaç Fransız kuvveti, hatta bütün Fransız milleti kıramaz. Buna emin ol ve yürü…"