BEN TUNA’YI KAZANDIM…

Dr.Bülent Meşe sadece Kahramanmaraş’ın değil Türkiye’nin de en iyi Kalp Damar Cerrahisi, yaptığı başarılı işlerle adından sıkça söz ettiren, Kahramanmaraş’ın ve hastalarının gönlünde taht kuran, önce hastalarımın sağlığı diyerek büyük başarılara imza atan Bülent Bey ve bankacı Eşi Tuna hanım mütavazi ev yaşamlarının kapılarını sadece Sıradışı dergisine açtı. Çok stresli ve zor bir mesleğiniz olduğunu hayal edin, bir insanın hayatı sizin ellerinizin arasında atıyor… Fakat sizi her zaman destekleyen, mesleğinize saygı duyan, konuşabildiğiniz, sizi dinleyen harika bir eşiniz var ise hayatın daha kolay olduğunu görüyorsunuz. Evet Tuna Meşeden bahsediyoruz, güler yüzlü, misafirperver bir ev sahibi, mükemmel bir eş, sorumluluk sahibi bir anne…

Tuna Hanım Eşiniz ile nasıl tanıştınız?

Üniversitede Bülent Bey ile beraber okuyorduk, Bülent beyin ev arkadaşı benim aynı zamanda sınıf arkadaşımdı ve onun aracılığı ile tanışmıştık. Bizim o dönem kendisi ile herhangi bir özel arkadaşlığımız olmadı ta ki ben üniversiteyi bitirene kadar, Bülent bey çok yakın arkadaşım dostumdu ve bu konuda kendimi çok şanslı buluyorum, çünkü çok iyi bir arkadaş ve dostu, araya duygusal bir şeyler girmeden kendisini çok yakından tanıma şansım oldu. Sonrasında Adana da bir iş imkanım oldu ve Bülent Bey hala okumaya devam ediyordu. Ben çalışmaya başladım ve bu süreçte tekrar bir araya geldik ve bir gün yine aramızda bir şey yokken direkt evlenme teklif etti. Çok yakın arkadaşım dostumsun ve seninle evlenmek hiç düşündüğüm hayal ettiğim bir şey değil, bana 10-15 gün müsaade et sana başka gözle bakabileyim dedim ve 15 gün sonra biz evlenmeye karar verdik.

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın olur, sizce bu doğru mu? Siz eşiniz için nelerden vazgeçtiniz?

Tuna Meşe; Aslına bakarsanız kendi kariyerimden vazgeçtim, neden diyeceksiniz, ben özel bir bankada görev yapıyordum, biz bankada memur olarak başlarız ve bizim iki yıl sonra şeflik sınavımız olur ve beş yıl boyunca şef olarak görev yaparsınız ve bunun sonrasında yardımcı müdür olarak göreve devam edersiniz. Bizim banka sendikaya bağlı bir banka ve bizim yerimiz üç yılda bir değişir. Biliyorsunuz Bülent bey kalp damar cerrahisi ve o dönem çoğu yerde kalp damar cerrahisi yok ve doğal olarak Bülent beyin benimle gelme imkanı yoktu. Evlendikten bir sene sonra büyük kızım oldu, yedi sene sonra ikincisi, iki sene sonra üçüncüsü oldu. Çocuklarımı babasız büyütmek istemedim, sınavı kazanabilirdim gidebilirdim ama benim gittiğim yere Bülent bey gelemezdi. Hem çocuklarımı babasız büyütmek istemedim, hem de ben onsuz kalmak, ondan uzakta olmak istemedim. Bizim önceliğimiz hep Bülent Bey oldu.

Peki ya siz Bülent Bey nelerden vazgeçtiniz?

Bir şeylerden vazgeçmeyi bırakın ben hiçbir şeyden vazgeçmedim. Ben Tuna’yı kazandım. Şükürler olsun çok güzel bir evliliğim var, dünyalar güzeli üç kızım var. Hiçbir şeyden vazgeçmediğim halde çok mutluyum. Biz Tuna Hanımla hayatımızı birleştirdikten sonra hayat bizim için hiç kolay olmadı, kimse içinde kolay olmamıştır. Tüm zorluklarına, meşakatine rağmen, Tuna benim mesleğimin getirdiği dezavantajları özverisi ile telafi etti. Benim yetiştiğim aile ataerkil değil de anaerkil bir aileydi. Rahmetli annem çok fazla şey yapardı bizler için, babam ise evin geçimini sağlamak adına hayatını adamış biriydi ve evimizin direksiyonu annemdeydi ve bizim evde de Tuna hanımda. Bu konuda da çok şanslıyım çünkü anne olmak, evin idaresi, her şey Tuna da ve iyi ki evlenmişim çok şanslıyım diyorum. Bu evin, bu ailemizin mimarı Tuna Hanımdır.

Hobileriniz var mı? Hobilere ayırdığınız zamanı çocuklarınızdan çaldığınızı düşünüyor musunuz?

Bülent Meşe; Gerçekçi olursak, çocuklarımdan vakit çalmaktan çok eşim ve çocuklarımdan izin alarak, onların rızası ile yaptığım hobilerim var. Mesleğimin getirdiği iş yoğunluğum ve 7/24 çalıştığım bir mesleğim var ve hastalarımın sağlığı ile ilgili konular hep en önde geliyor, o yüzden hobilerime yeteri kadar zaman ayıramıyor olabilirim fakat zaman ayırdığım hobilerimi ailem ile birlikte yapıyorum. Mesela çok iyi bir kamp ailesiyiz biz… Karavanımız var, eşim ve çocuklarımla karavan kampı ve çadır kampı yapıyoruz. Aynı zamanda sportif balıkçılık yaparım, çok güzel bir memleketimiz var, cennetten bir parça pek çok yeri… Çok bilinmeyen yerlere ya da bilibde ulaşamadıkları yerlere bizim ulaşma imkanımız oluyor. Bu da daha çok sevgimizden ve merakımızdan oluyor. Yakın zamanda ailemle bir hobimizi daha keşfettik oda mantar avcılığı, Maraş’ da ve Türkiye’ de pek yok, sadece İstanbul ve Marmara bölgesinde biraz daha fazla profesyonelce bunu yapan gruplar var, bizler ise Türkiye’de ve özellikle bölgemizdeki mantarlar ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Kamplarımızda mantar avcılığı yapıyoruz ve ailecek birlikte öğreniyoruz, ülkenin yenilebilir mantarları, zehirli mantarları, ekonomik değeri olan mantarları yani yıllar sonra üçüncü bir dünya keşfettik biz. Onun dışında ailecek amatör müzik merakımız var, Tuna hanım harika bir ses sanatçısıdır, benim bir miktar müzisyenliğim var, gitar çalarım, çocuklarımda çalar beraber amatör müzik yaparız ve bunu yaparken de çok eğleniriz, evimde ahşap atölyem ver, ahşap oymacılığı yapmaya çalışıyorum, toprağa meraklıyım küçük bir bahçemiz var. Anlayacağınız hobim çok…

Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz?

Öncelikle bir hekim olarak kaybettiğimiz meslektaşlarımı, yardımcılarımızı anarak söze başlamak isterim ruhları şad olsun. Bizim için onlar şehit ve bizler pandemi nedeniyle cephenin en ön saflarında yer alıyoruz. Zor bir süreçten geçiyoruz biliyorsunuz küresel bir salgın ve kanımca pandeminin sonlarına yaklaştığımızı düşünüyorum. Aşıya gelince aşıyı yaptırdım ve aşı mutlaka yaptırılmalı çünkü başka silahımız yok. Toplumsal olarak herkes üzerine düşeni yapıyor fakat biraz daha sabırlı ve dikkatli olmalıyız.

Tuna Hanım bu süreçte çocuklarınızın eğitimi ile ilgili neler yaptınız nasıl başa çıktınız?

Bu dönem çocuklarla ilgili bir şeyler yapabilmek çok zor. Bu konuda gerçekten öğretmenlerimizi tebrik etmek istiyorum biz evde 2-3 çocukla baş edemezken onlar 15-20 çocukla baş ediyor. Evde sürekli ders çalışılıyordu bu anlamda çok zorlanmadılar. Çok sıkılırsak cuma akşamdan yasaklar başlamadan karavanımıza atlayıp, dağa bayıra götürüp enerjilerini almaya çalışıyoruz, evin içerisinde de bir takım sosyal aktiviteler yapıp biraz dikkatlerinin dağıtıp kendilerini toparlamalarını sağlıyoruz. Benim içinde iyi oldu, yaşam koçluğu dersi aldım, bu dönemi nasıl geçirebiliriz, daha kolay nasıl atlatırız diye. Benim için zor olmadı fakat çocuklar için çok zor bir dönem.

Bülent Bey Kahramanmaraş ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Kahramanmaraş benim memleketim, Afşinliyim, fazlası ya da eksiği ile benim memleketim. Coğrafi olarak da çok güzel ve bence Türkiye’nin en güzel coğrafyasın da yaşıyoruz, yani heterojen bir coğrafyada yaşıyoruz homojen değil. Havası temiz, suyu temiz, dağı, taşı, ormanı mükemmel. Tabi aynı zamanda çok eksiğimiz var, görülmesi gereken zamanda görünmeyen, ihtiyaç olduğunda ihtiyacın pek giderilmediği, birazda ketum memleketimiz var. Tüm zorluklarla baş etmek için savaş verir ama yardım istemek çokta alışkanlığı değil, mevcut koşullarda yaşamaya çalışan bir memleket. İsteğimiz ve problemlerimiz fazla fakat giderilmeyecek ihtiyaçlar değil. Türkiye’ye her yönüyle örnek olması gereken bir kent Maraş ama eksiklerimiz var ve umarım tamamlayabiliriz.

Dergimiz ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bülent Meşe; Öncelikler başarılar diliyorum, adından çok söz ettiren bir dergi sizi kendim, ailem ve memleketim adına tebrik ediyorum. Sıradışı dergisini uzun yıllar görmek ve takip etmek isterim. Bizim ailemiz okumaya çok meraklı, gönül ister ki ülkede herkes okumayı çok sevsin, sizin yaptığınız iş sosyal görev, sosyal ve toplumsal sorumluluk ellerinize ve emeklerinize sağlık. Tuna Meşe; Evimize konuk oldunuz, öncelikle çok teşekkür ediyorum, sıcak ve güzel sohbetti. Derginiz gerçekten çok güzel hatta muhteşem. Maraş’ın kendisini ve ulusal anlamda birçok şeyi ortaya çıkarıyorsunuz. Yorumlarınız harika ve dilerim uzun yıllar sizlerle beraber oluruz. Bundan sonraki sayılarınıza ilgiyle devam edeceğim.